Üniversite arkadaş ortamı, bir üniversite
öğrencisinin en çok merak ettiği konulardan biridir. Bu konuyu güzel ve detaylı
bir şekilde anlatmak istiyorum. Arkadaşlar öncelikle şunu belirtmek istiyorum
ki, varlığını tahmin bile edemeyeceğiniz karakterlerle karşılaşacağınız, ''Bu
nasıl bir şekil lan'' diye soracağınız, belli bir süre sonra ''Millet deliye
hasret, biz akıllıya'' diye hayıflanacağınız
bir topluluğun içine giriyorsunuz, hayırlı uğurlu olsun. Eğer biraz sosyalseniz
her cins insanla tanışacaksınız arkadaşlar. Her cins lafıyla ne anlatmak
istediğimi de sonradan anlayacaksınız merak etmeyin. Benim size tavsiyem
tanışmaktan zarar gelmez arkadaşlar. Tanışın, görüşün, konuşun herkesle
muhabbetiniz olsun, bundan zarar gelmez. Hatta belli bir zaman sonra yararını
da görürsünüz. Üniversite burası illa ki bir gün birine bir işiniz düşer, işte
o zamanlarda kullanacaksınız bu arkadaşlıklarınızı. Yeri geldiğin de ders notu
istemek için, yeri geldiğinde yanında ki arkadaşıyla tanışabilmek için, yeri
geldiğinde size ders anlatması için, yeri geldiğinde sizi farklı bir ortama
sokması için. Bu arkadaş ilişkileri önemlidir, bunlara özel alaka gösterin.
Samimiyetiniz de önemlidir arkadaşlar.
Samimi olun ama saf olmayın tabii. Bilmediğiniz bir konu hakkında bilmiyorum
diyebilirsiniz mesela, bu sizin hem özgüveninizin yüksek olduğunu gösterir, hem
sempatik görünmenizi sağlar, hem de muhabbet için konu açmış olursunuz. Baştan
uyarayım öyle çok bilindik bir konuyu da bilmiyorum demeyin bu sefer de gülünç
duruma düşersiniz. Bildiğiniz bir konu mu açıldı, orda da bilginizi sunun işte,
ne var ne yoksa gösterin bildiğiniz. Öyle boş biri olmadığınızı da görsün
herkes. Tutarlı olun arkadaşlar ayrıca. Mesela an geldi ve bir yalan mı
söylediniz, unutmayın ne söylediğinizi çünkü unuturda pot kırarsanız yedirirler
adama. Şunu hiçbir zaman unutmayın arkadaşlar orda kimse birbirini yüceltmeye
çalışmaz, arkasını kollamaz, senin üstüne basarak yükselmeye, ortama tutunmaya
çalışırlar. En büyük tavsiyem şudur, gider gitmez herkese güvenmeyin, ben ne
kadar desem de güveneceksiniz biliyorum ama ben uyarımı yapayım, benden çıksın
en azından. Hadi beni dinlemediniz, güvendiniz bari bütün sırlarınızı,
özelinizi birden ortalığa açmayın. Ertesi gün kantinde dedikodunun birinci
gündem maddesi olursanız durduk yere okuldan soğursunuz. Biraz temkinli hareket
edin ya başka bir şey değil.
Şimdi sen bize bunları anlatıyorsun da, biz
ne yapacağımızı az çok biliriz sen bize ortamı nasıl kuracağız onu söyle, mi
diyorsunuz? Eyvallah, anlatalım. Şimdi fakülteye ilk girişiniz de sağa sola
anlamsızca baktınız ve birileriyle tanışıp ilk günün asosyalliğini üzerinizden
atmak istiyorsunuz değil mi, bir adım atın arkadaşlar, gerisi çorap söküğü gibi
gelecek. Çünkü herkes sizinle aynı durum da sizin bir adım attığınız size
koşarak gelirse şaşırmayın, o kadar yani. Nasıl adım atacaksınız, şöyle.
Etrafınıza dikkatlice bakın, illa ki çömez olduğunu belli eden bir tip
bulursunuz, zaten ilk günden okula gittiyseniz, nüfusun %70'i 1. sınıfdır.
Gözünüze birini kestirdiniz mi, yanına gidin ve bir şey sorun. Ne sorduğunuzun
pek bir önemi yoktur, önemli olan muhabbeti devam ettirecek bir soru sormanızdır.
Adamın yanına gidip de ''Merhaba,saat kaç acaba?'' derseniz, o muhabbet biraz
zor yürür. Fazla zorlamanıza da gerek yok aslında, yekten girip ''Sen de mi 1.
sınıfsın?'' ''Yurt ayarlayabildin mi, nerede kalıyorsun?'' gibi sorularla
muhabbete başlanabilir. Soru sormaktan korkmayın arkadaşlar, siz artık
üniversite öğrencisisiniz, biraz rahatlayın gerisi kendiliğinden gelecek zaten.
Tabii bunları yaparken de sakın yılışık olmayın, o zaman baştan kaybedersiniz,
cool bir tavır oluşturabilirseniz ne ala, ama yapamıyorsanız da zorlamayın. İlk
arkadaşınızı edindiniz mi, bundan sonrası daha kolay. Siz ne kadar muhabbete
açık olursanız ilk arkadaş grubunuzu kurmanız da o kadar kısa sürecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder