27 Ekim 2013 Pazar

Üniversite Yolunda Ki Yalan Hayaller-2

   


     


   
Biraz da lise sonrası üniversite hayatına ve arkadaşlıklar da oluşacak farklılıklara değinelim biraz. Sevgili arkadaşlar, hepinizin lisede beraber büyüdüğünüz 4 yılınızı geçirdiğiniz çok güzel arkadaşlıklarınız oldu. Lise anıları çok başkadır arkadaşlar, orada yaşadığınız anıları, arkadaşlarınızı üniversitede ki kadar kolay unutamazsınız inanın bana. Bunun sebebi de şudur, lisede daha kolektif bir yaşam vardır; her şeyi beraber yaparsınız, okuldan beraber kaçarsınız, şakaları beraber yaparsınız, hayatı beraber tanırsınız, birçok şeyi ilk lise arkadaşlarınızla yaparsınız ve bir şeyi ilk defa yaptığınız birini unutmanız daha zor olur inanın bana. Üniversiteye gelirken insanlar daha temkinlidir, öyle lisede ki gibi sorgusuz sualsiz olduğu gibi kabul etmez kimse kimseyi. Çünkü ilk façayı yemiştir çoğunlukla lise yıllarında. Mesela bir kız lisede çok sevdiği bir çocuk tarafından terkedilmişse, o artık kalkanlarıyla dolaşır dışarıya, özellikle de erkeklere karşı. Bir erkek en yakın arkadaşı tarafından kazık yediyse kolay kolay güvenmez kimseye bir daha. İşte bu zamandan sonra üniversite yıllarında kişi lisede ki kolektif yaşamı bir kenara bırakır ve üniversitenin bireyselliğine kendini kaptırır. Bu genellikle böyle olur, ha üniversitede bu kolektifliği devam ettirmek isteyenler olur, kısmen başarılı da olurlar fakat burada ki kolektif yaşam lisede ki kadar kalabalık olmaz. Şayet üniversite de bu kolektif yaşamı oluşturabilecek bir grup yakaladıysanız işte onları bir daha ömrünüzün sonuna kadar bırakmayın. Eğer ki halinizi bir bakışınızdan anlayabilecek birileri varsa çevrenizde, aç olup olmamanızı dert edecek, sokakta kaldığınızda sorgusuz sualsiz evine girip yatabileceğiniz, aranızda paranın mesele olmadığı insanlar varsa onlar arkadaş değil candır, onlara sıkı sıkı sarılın, hiç bırakmayın onları.
   
   Son zamanlarda sıkça tartışılan bir konuya parmak basalım şimdi de. Her şehre açılan üniversiteler, kontenjanların aşırı arttırılması ve bu üniversitelerin yetersiz akademik kadrosu. Her şehre bir üniversite projesi, şehrin ekonomisini geliştirmek adına olumlu bir proje olabilir fakat gençlerimizin geleceğini, şehirlerin ekonomisinin gelişmesi için karartmayı aklım almıyor gerçekten. Şimdi bu şehirlerde okuyacak olan gençler, derslerinde koca fakülte hayatları boyunca bir profesör dahi göremeyeceklerse ne anladım ben üniversite okumaktan. Bu üniversiteler kızların hava atma konusu,erkeklerin askerlikten kaçış kapısı olacaksa vay bizim halimize. Akademik kadro yetersiz beyler, hoca yok hoca. Tamam haklısınız üniversite sayısını böyle arttıracağız, bugüne kadar da böyle olmadı mı, şimdinin o büyük üniversitelerinde zamanında hoca mı vardı diyebilirsiniz, fakat sayı bir anda aşırı arttı. Önceden 3-5 tane üniversite açılırdı, onlarda 15-20 yıl içerisinde hem akademik kadrolarını hem de fakültelerini tamamlayarak büyük ve kaliteli üniversite olurlardı. Şimdi açılan bu kadar üniversitenin gelişimini tamamlayabilmesi için kaç yıla ihtiyacımız var çok merak ediyorum. İşte bu yüzden üniversiteye giderken o fakültenin akademik kadrosuna ve eğitim kalitesine de dikkat ederseniz sizin için çok iyi olur. Her üniversitenin ve fakültenin internet sitesi var zaten, bu sitelere girerek rahat bir şekilde inceleme yapabilirsiniz. Üniversite okuyacağım diye lise 5'den devam etmeyin.
   
   Hayali kurulan yalanları inceliyorduk değil mi? Alın size bir klasik daha, ''Ben yatay geçiş yapıcam, seneye yokum arkadaş'' he he yoksun, bende uzaya çıkacağım da mekiği tamamlayamadım zaten. Arkadaşlar önce size yatay geçişin ne olduğunu açıklayayım. Not ortalaması ki biz buna üniversitede gano (genel ağırlıklı not ortalaması) diyoruz, ismi her üniversiteye göre değişiklik gösterebilir tabii, bu not ortalaması belli bir seviyenin üzerinde olan arkadaşlar, bu seviye oldukça yüksek bir seviyedir, 1. sınıfın sonunda başka bir üniversiteye geçmek için o üniversiteye başvuruda bulunurlar. Eğer kabul edilirlerse 2. sınıftan itibaren yatay geçiş yaparak o üniversitenin öğrencisi olurlar. Bunu genellikle gittiği üniversiteden memnun olmayan ya da o şehirde yaşamak istemeyen arkadaşlar isterler. Peki neden zordur, hemen anlatayım. İlk olarak tutturulması gereken not ortalaması çok yüksektir, 4 üzerinden 3.5 ve üzeri gibi. İkincisi hadi bu ortalamayı tutturdunuz diyelim istediğiniz üniversitenin sizi kabul edeceği kesin değildir, kontenjan ve kimin kabul edileceği üniversitenin takdirindedir. Son olarak ise bunu en erken 1. sınıfın sonunda yapabilirsiniz ve o zamana kadarda zaten belli bir arkadaş çevreniz olmuş olur ve çoğu zaman o çevreyi bırakmak zor gelir ve alıştığınız için de bırakmak istemezsiniz, ama böyle bir ihtimaliniz olduğunu da bilin, azmederseniz neden olmasın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder